Ülkede her şey gözümüzün önünde olup bitiyor ve biz hâlâ "Nasıl bu noktaya geldik?" diye soruyoruz. Halbuki cevap belli: Yıllardır aynı döngünün içindeyiz. Güç, siyaset, para—bu üçlü, sistemin temelini oluşturuyor ve ne iktidar ne de muhalefet bunu değiştirmek gibi bir niyet taşıyor. Peki, çıkış var mı? Var. Ama önce herkesin evinin önünü süpürmesi gerekiyor.
1. Şeffaflık ve Hesap Verebilirlik Olmazsa Olmaz
Siyasetçilerin ve yakınlarının mal varlıklarını şeffaf bir şekilde açıklamak zorunda olduğu, düzenli olarak denetlendiği bir sistem olmadan bu kısır döngüden çıkamayız. Mal beyanı, öyle göstermelik değil, ciddi yaptırımlarla desteklenen bir zorunluluk olmalı. Halkın vergisiyle zenginleşen bir siyasetçi, kamu görevlisi veya bürokrat, en azından bunun hesabını vermek zorunda kalmalı.
2. Siyasetin Finansmanı Kontrol Altına Alınmalı
Türkiye’de siyaset, ideolojik bir mücadeleden çok ekonomik bir güç aracına dönüştü. Artık büyük sermaye sahiplerinin siyaseti finanse etmesinden ziyade, siyaset kendi zenginlerini yaratıyor. Kamu ihaleleri ve siyasi bağlantılarla belli gruplar hızla servet biriktirirken, halk ekonomik sıkıntılarla boğuşuyor.
Denetim mekanizmaları yetersiz ya da devre dışı bırakılırken, muhalefet de aynı ekonomik ayrıcalıklardan faydalanıyor. Peki, siyasetçilerin mal varlıkları şeffaf şekilde denetlenebilir mi?
3. Yargı Gerçekten Bağımsız Olmalı
Bugün yasalar, güçlüleri koruyacak şekilde eğilip bükülebiliyorsa orada adaletten bahsedemeyiz. Yargının siyasetten bağımsız olduğu, hâkim ve savcıların atanmasında hiçbir siyasi etkene yer verilmeyen bir sistem kurulmalı. Eğer siyasetçiler yargıyı istedikleri gibi şekillendirebiliyorsa, orada adalet değil, güç ilişkileri vardır.
4. Seçmen Bilinci ve Toplumsal Muhalefet Güçlenmeli
Siyasetçiler, halkın neyi tolere edeceğini çok iyi biliyor. "Çalıyor ama çalışıyor" dediğimiz sürece çalmaya devam ederler. Kendi cebini dolduranları alkışladığımız sürece bu düzen değişmez. Seçmen olarak tek sorumluluğumuz sandığa gitmek değil, seçtiğimiz insanları denetlemek ve gerektiğinde hesap sormak.
5. Muhalefet Gerçekten Muhalefet Yapmalı
Muhalefetin görevi, sadece hükümeti eleştirmek değil, topluma alternatif bir vizyon sunmaktır. Bugün birçok muhalefet lideri, "iktidarın hatalarını anlatmakla" yetiniyor ama yerine ne koyacaklarını açıklamıyor. Sadece iktidarın yanlışlarını söyleyerek oy almak isteyen bir muhalefet varsa, o da en az iktidar kadar sorumludur.
6. Siyaseti Meslek Olmaktan Çıkarmak Gerekir
Bugün siyaset, bir meslek haline gelmiş durumda. Milletvekili olup maaş bağlatmak, yıllarca siyaset sahnesinde kalıp her dönem başka bir koltuğa geçmek olağan hale geldi. Halbuki siyaset, kariyer değil, hizmet alanı olmalı. Siyasetçilere belirli bir dönem sınırlaması getirilmeli ve bu sınırlama gerçekten uygulanmalı.
Sonuç olarak;
Sorun belli, çözüm de belli. Asıl mesele, bunları hayata geçirecek iradenin olup olmadığı. Bugün herkes birbirini suçluyor ama kimse çözüm üretmek istemiyor, çünkü düzen böyle işlerine geliyor.
Peki, bunu değiştirmek mümkün mü? Siyasi fanatizme kapılmadan hesap sormayı başarabilir miyiz?